20 Ağustos 2011 Cumartesi

Adet Gecikmesi Sebebleri ve Nedenleri



Normal adet gören bir kadında siklüsler fizyolojik olarak 21-35 gün arasında değişir. Bir adet siklüsünün 35 günden uzun sürmesi durumunda adet gecikmesinden bahsedilir. Ancak çok sık karşılaşılan bir durum olan adetlerin birkaç gün gecikmesi bir sorun olarak algılanmamalı. Adet gecikmesinin ne zaman ciddiye alınması gerektiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ebru Füsun Akbay'ın verdiği bilgilere göre, yılda bir iki kez adet gecikmesi olabilir ancak adet düzensizliği 2-3 ay devam ederse doktor tarafından değerlendirilmelidir.

Neden Kaynaklanır?

Adet gecikmesinin en sık görülen nedenini yumurtanın geliştiği folikülün çatlamaması sonucu ortaya çıkan bir durum oluşturur. Aslında kadınların bir çoğu yılda bir siklüs yumurtanın çatlamaması veya folikül persistensini yaşarlar. Fizyolojik olan bu durum pek çok kez birkaç günlük adet gecikmesine yol açtığı için kadınlar tarafından fark edilmez.
Adet gecikmesinde ilk olarak akla gelmesi gereken şey ise gebeliktir. Adet gecikmesi fizyolojik olan bu durumlar dışında yumurtalıklarda gelişebilecek endometriozis kistleri, yumurtalıkların iyi ve kötü huylu tümörleri gibi patolojik kistik oluşumlarda da görülebilir. Bazı hormonal denge bozukluklarında ilk belirti adet gecikmesi şeklinde olabilir. Bu grup hastalıklar çok çeşitlidir ve karmaşık bir yapı içerisinde olabilirler. Bunlar içerisinde en sık rastlananları ise polikistik over sendromu, tiroid bezi fonksiyon bozuklukları ve süt hormonu olarak bilinen prolaktin hormonu salgı bozukluklarıdır. Bu hormon bozuklukları arasında adet düzensizliklerine en sık yol açan durumu ise polikistik over sendromu oluşturuyor.

Tanı Nasıl Konuyor?

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı muayene ve ultrasonografi ile tanı koyar. Detaylı yapılacak olan hormon profili analizi de teşhisin en önemli parçasını oluşturur. Bazı hormon metabolizması bozukluklarında doktor ilave birtakım tahlillere ve testlere başvurabilir. Hatta röntgen filmi ve bilgisayar tomografi de tanı için gerekebilir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavi şekli, bulunan patolojiye göre değişir. Tiroid hormonu yetersizliğine bağlı durumlarda tiroid hormonu verilir. Prolaktin hormonunun yüksek düzeyde salgılandığı durumlarda, salgılamayı kesici ilaçlar verilir. Polikistik over sendromunda ise sadece kilo vermeyle bile adetler düzene girebilir. Ayrıca progesteron hormonu veya doğum kontrol haplarıyla da tedavi mümkün olabiliyor.

Tedavi Edilmemesi Ne Gibi Sonuçlara Yol Açar?

Sürekli östrojen hormonu etkisi altında kalan rahim içini döşeyen endometrium tabakası her ay düzenli dökülüp adet kanaması şeklinde atılmadığı için sürekli kalınlaşır. Uzun yıllar içersinde bu durum rahim kanseri oluşumu riskini arttırmaktadır. Ayrıca adet gecikmeleri tedavi edilmezse gebelik oluşumu gecikir veya gerçekleşmez. Adet gecikmesine neden olan yumurtalıkta kistik bir durum sözkonusu ise tedavisi gecikmiş olur.

Birkaç günlük gecikme normal kabul edilirken, daha uzun gecikmelerde gebelik yoksa, hormonal sorunların varlığı araştırılmalıdır.

Kadınları endişelendiren durumlardan biri de adet gecikmesidir. Normal adet gören bir kadında sikluslar fizyolojik olarak 21-35 gün arasında değişir.

Bir adet siklusunun 35 günden uzun sürmesi durumunda adet gecikmesinden bahsedilir. Adetlerin birkaç gün gecikmesi bir sorun olarak algılanmamalıdır. Yılda bir iki kez adet gecikmesi olabilir ancak adet düzensizliği 2-3 ay devam ederse değerlendirilmelidir.

Anadolu Sağlık Merkezi'nden Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Ebru Füsun Akbay, adet gecikmesinin ne zaman ciddiye alınması gerektiğini anlattı.

NEDEN KAYNAKLANIR?
Adet gecikmesinin en sık görülen nedenini yumurtanın geliştiği folikülün çatlamaması sonucu ortaya çıkan bir durum oluşturur. Aslında kadınların bir çoğu yılda bir siklüs yumurtanın çatlamaması durumunu yaşarlar.

Fizyolojik olan bu durum pek çok kez birkaç günlük adet gecikmesine yol açtığı için kadınlar tarafından fark edilmez. Adet gecikmesinde ilk olarak akla gelmesi gereken şey ise gebeliktir. Adet gecikmesi fizyolojik olan bu durumlar dışında yumurtalıklarda gelişebilecek endometriozis kistleri, yumurtalıkların iyi ve kötü huylu tümörleri gibi patolojik kistik oluşumlarda da görülebilir.

Bazı hormonal denge bozukluklarında ilk belirti adet gecikmesi şeklinde olabilir. Bu grup hastalıklar çok çeşitlidir. En sık rastlananları ise polikistik over sendromu, tiroid bezi fonksiyon bozuklukları ve süt hormonu olarak bilinen prolaktin hormonu salgı bozukluklarıdır. Bu hormon bozuklukları arasında adet düzensizliklerine en sık yol açan durumu ise polikistik over sendromu oluşturur.soruvecevap.blogcu.com

TANI NASIL KONULUR?
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı muayene ve ultrasonografi ile tanı koyar. Detaylı yapılacak olan hormon profili analizi de teşhisin en önemli parçasını oluşturur. Tedavi şekli bulunan patolojiye göre değişir.

Tiroid hormonu yetersizliğine bağlı durumlarda tiroid hormonu verilir. Prolaktin hormonunun yüksek düzeyde salgılandığı durumlarda, salgılamayı kesici ilaçlar verilir.


Doğurganlık döneminde de adet gecikmelerine sık rastlanır. Aktif cinsel yaşamı olan ve etkin bir korunma yöntemi kullanmayan kadında görülen adet gecikmelerinin en muhtemel nedeni gebeliktir. İkinci muhtemel neden de herhangi bir şekilde o siklusta ovulasyon (yumurtlama) olmaması ve bu nedenle “dökülmenin” gecikmesidir. Düzenli adet gören bir kadında beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan gecikmenin nedeni ise stres, mevsimsel değişiklikler, mekan değişiklikleri olabilir. Bir kadında senede bir kez adet gecikmesi olması ileri inceleme gerektiren bir durum değildir. Ancak adet gecikmesi senede bir kereden çok oluyorsa ve/veya gecikmelerden biri 6 aydan daha uzun sürüyorsa hormonal tetkik yapılması gerekir.



Adet gecikmesinin diğer önemli nedenleri arasında aylık ya da üç aylık korunma iğneleri ya da kola uygulanan hormon çubuklarının içinde bulunan hormonların yanetkileri sayılabilir.



Ara kanamalar:

Doğurganlık döneminde sık görülen diğer bir adet düzensizliğidir. En muhtemel neden serviksteki enfeksiyonlardır. Diğer muhtemel nedenler miyomlar (uterusta bulunan selim tabiatlı urlar) ve serviks polipleridir (polipler de selim tabiatlı oluşumlardır). Spiral kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı, aylık, üçaylık iğneler ve kola uygulanan çubuklar da lekelenme tarzında ara kanamalara neden olabilirler.



Adetin fazla olması:

En muhtemel neden yumurtlama olmadan gerçekleşen siklustur. Diğer nedenler spiral kullanımı, aylık, üçaylık iğneler ve kola uygulanan çubuklardır. Farkında olunmayan gebeliğin düşükle sonuçlanması da yanlışlıkla adet kanaması sanılabilir.



Adetin az olması:

Adet döneminde görülen kanama miktarı yaşla birlikte azalma eğilimi gösterir. Doğum kontrol hapı kullanımı da adet kanamasını önemli ölçülerde azaltır. Sorunlu seyreden kürtajlar sonrası endometriumda (rahim iç tabakasında) ortaya çıkan yapışıklıklar da az adet görülmesine ileri derecede yapışıklıklarda hiç adet görememeye neden olabilir. Şüpheli durumlarda “Üstüne görme” yani gebelikte ortaya çıkan kanamayı adet kanaması sanma yönünden gerekli incelemeler de mutlaka yapılmalıdır.



Sık adet görme:

En muhtemel neden hormonal dengesizliktir. Arakanamalar sıklıkla adet kanaması ile karıştıklarından ara kanamaların muhtemel nedenleri burada da sözkonusu olabilir.



Tüm bunlara ek olarak her türlü normalden fazla kanama durumunda vücudun kanamayı durdurma ve kanı pıhtılaştırma mekanizmalarındaki muhtemel bir bozukluk mutlaka akla gelmelidir. Bu özellikle ergenlik döneminde olan ve tüm kanamaları bir “faciaya” dönüşen kızlarda muhtemel neden olabilir ve araştırılmalıdır.



Adet düzensizliklerinde ne gibi incelemeler yapılır?

Normalden sapma olan her kanama mutlaka doktor muayenesi gerektiren bir durumdur. Doktor incelemesinde yapılacak olan işlemler komple jinekolojik muayene, ultrason, papsmear ve doğurganlık çağında olanlarda gebelik testi şeklinde olacaktır. Bu incelemeler normaldışı kanamaların yaklaşık %80′inin aydınlatılması için yeterli olur. Ek olarak bazı özel durumlarda hormonal tetkikler (özellikle sürekli gecikmesi olanlar, gecikmesi 6 aydan daha uzun sürenler, beraberinde tüylenme, şişmanlama, gebe kalamama şikayeti olanlar gibi), biyopsi işlemleri (ara kanaması olmakla birlikte kanser ya da kanser öncesi lezyon şüphesi olanlar, 35 yaşın üstündeki tüm normaldışı kanamalar, menopozda kanama) de adet düzensizliği olan kadınlarda uygulanan ileri tetkiklerdir.



Nasıl tedavi edilir?

Tanı koyma esnasında yapılan incelemeler şu sorulara cevap ararlar: gebelik varmıdır?; tedavi edilmesi gereken hormonal dengesizlik varmıdır?; cerrahi yolla uzaklaştırılması gereken kanser öncüsü lezyon ya da kanser varmıdır? Bu üç durum da saptanmamışsa bu durumda en muhtemel neden enfeksiyondur ve antibiyotik tedavisi verilir. Tedaviye rağmen devam eden kanamalarda incelemelerin tekrar edilmesi gerekebilir.



Jinekolojik muayene ve ultrasonda saptanan bulgulara ek olarak idrar veya kanda yapılan gebelik testleriyle gebelik tanısı kesinleştirilir. Gebelik olduğunda da sıklıkla düşük tehdidi, düşük ya da dış gebelik sözkonusudur ve bu durumlar usulüne uygun olarak tedavi edilir.



Hormonal dengesizlik çoğunlukla yumurtlama olmaması şeklindedir. Bu durumun tedavi edilmesi önemlidir zira endometrium tabakasının progesteron salgısı olmaksızın kalınlaşması dokuda kanser öncüsü lezyon (oluşum) ve daha ileri durumlarda kanser gelişimine neden olabilir. Tedavi için çocuk isteği olanlara yumurtlamanın tekrar sağlanması, çocuk isteği olmayanlara ise eksik olan progesteron hormonunun takviye edilmesi için tedavi verilir.



Servikste polip ( rahim ağzı selim tabiatlı oluşum ), endometriumda polip ( rahim iç tabakası selim tabiatlı oluşum ) ya da diğer kanamaya yolaçacak kitleler (miyom gibi) varsa kanamayı kontrol altına almak için sıklıkla cerrahi müdahale gerekir. Bu müdahale polip durumlarında basit olarak polipin çıkarılması şeklinde olabileceği gibi büyük miyomlarda (rahimde bulunan selim tabiatlı urlar ) uterusun çıkarılması şeklinde de olabilir.

Kanser öncüsü lezyon ya da kanser saptandığında ise odak kesinlikle saptandıktan sonra usulüne uygun tedavi yapılır

Adet düzensizliği terimini kullanırken öncelikle normal adet kanamasını ve bunun oluşması için gerekli koşulları tanımlamak gerekir. Normal bir adet kanaması için gerekli fizyolojik şartlar şöyle özetlenebilir :

• Beyinden sağlıklı bir şekilde yumurtalıklara uyarım gelmesi,
• Bu uyarımın yumurtalıkları etkileyerek yumurtalıklardan kadınlık hormonu olan estrojen salımını ve yumurtlamayı sağlaması ve ardından ikinci önemli hormon olan progesteron hormonunu salgılaması
• Adet kanaması için normal bir rahim ve genital sistem,
• Psikolojik olarak sağlıklı olma

Fizyolojik koşulların herhangi bir nedenle etkilenmesi sonucu ortaya çıkan kanamalara düzensiz kanamalar adı verilir.

Genellikle 21-35 gün arasında düzenli olarak gerçekleşen ve 3-7 gün süren kanamalar normal sınırlarda kabul edilebilir. Ortalama kan kaybı ise bir adet döneminde 35-40 ml civarındadır. Bu da genellikle günde 3-5 pet olarak ifade edilebilir. Genellikle 80 ml’nin üzerindeki kanamalar anormal olarak değerlendirilir. Ancak miktar olarak kanamanın normal olup olmadığını tespit etmek aslında kolay değildir. Kan kaybını değerlendirirken titizlik nedeniyle kişiden kişiye yorum farklılıkları objektif olmayı engellemektedirNeler adet düzenini bozabilir

 Yeni adet görmeye başlıyan genç kızlarımızda da ilk adet yılındaki kanamaları düzenli aralıklarla gelmeyebilir, biz gerekli muayeneyi yapıp altında herhangi bir başka neden yoksa hormonal düzen oturuncaya kadar beklenmesini tavsiye ederiz. Adetten kesilmek üzere olan hanımlarımızda da düzen bozulmaya başlar.

Adet Düzensizliklerinde Tedavi
Kanamanın sebebi üreme organlarından kaynaklanmakta ise yani hormon düzensizliği değilse, tedavi nedene yönelik olarak yapılır. Örneğin rahimde büyük myom veya kanser varsa hasta ameliyat edilmelidir.

Menopoz döneminde görülen her türlü kanama önemlidir ve mutlaka ayrıntılı araştırılmalıdır. Bunun için vajinal ultrason, rahim içinden biyopsi alınarak patolojik inceleme ve gerekirse histeroskopi yapılarak kesin tanı konulmalıdır.

Tüm bu araştırmalar sonucunda kanamaya neden olabilecek bir hastalık saptanmamışsa; adet düzensizliği hormonal dengesizliğe bağlıdır ve bu durumda adet düzenleyici ilaçlarla kanamalar düzene sokulmaya çalışılır.

Tıbbi tedavide doğum kontrol ilaçları yanında dengeleyici alternatif ilaçlar da uygulanabilir.

İnternetteki Kaynaklardan Yararlanılarak Derlenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder